Ana içeriğe atla

Ayn Zeliha




Hz. İbrahim'in bir çok hikayesi vardır ve bu hikayelerin bir çoğunda unutulan eksik kalan unutulmuş bir kadın var Zeliha.

Nemrudun kızı Zeliha, Türk halk kültüründe yer alan bir efsanedir, bu efsaneye göre, Nemrut adında zalim bir kralın kızı olan Zeliha, Hz. İbrahim’e aşık olur ancak babası, Hz. İbrahim’i ateşe atmak isteyince, Zeliha Hz. İbrahim’i kurtarmak için babasına karşı gelir.

Zeliha Nemrudun üvey kızıdır, Hz İbrahim' e Aşık çok güzel bir kadın olduğu yazılmıştır. Bir zaman sonra olaylar büyür, Nemrudun Hz. İbrahim'i mancınık ile ateşe fırlattığının haberi duyulunca Zeliha dayanamaz ve kendini sokaklara atar, dayanamaz bu acıya.

Zeliha, Hz. İbrahim’in ateşlerde yanıp tutuştuğunu düşünür ve bu düşünce onu divane gibi bir sağa bir sola savurur, Hz İbrahim'i yakan ateşin yanına gelir ama yaklaşamaz bir adım daha atamaz, artık kendiside yanıp kül olmaya başlamıştır, Hz. İbrahim’in içine atıldığı ateş bir anda tek bir yerde yakılmamıştır, bir çok yerde ateşler yakılıp en büyük yangına dönüşen  ateşe atıldığı söylenmektedir.

Zeliha sokak, sokak  deli divane dolaşırken o ateşlerden birine denk gelir ve İbrahim’i yakan ateş bu mu? Diye sorar ve bu ateşin içine düşer. Zeliha'da bu ateşin içinde kül olur, yanar, kavrulur adı göğe yükselen dumanlar gibi arşa yükselir.

Şimdilerde Urfa'da Zeliha'nın aşkının ölümsüzleştiği yerde bir göl var adına Ayn Zeliha diyorlar yani Zeliha’nın gözü  rivayet odur ki Zeliha’nın yangını o kadar dehşet vericiydi ki yine bu yangını söndüren onun göz yaşlarıydı.

Biz onu Nemrudun kızı sıfatı ile değil de onu Zeliha diye anılmalıyız öyle hatırlayalım bu büyük aşk ve adanmışlığı Nemrudun kızı sıfatı ile değil kendi adı ile anılmayı hak ediyor.

Ozan Nemrudun kızı yandırdı bizi derken buradaki teslimiyeti aşkı anlatıyordu aslında bence hepimiz durup bakalım da aşıklık neymiş yangın neymiş Zeliha’dan öğrenelim.

Nemrudun kızı efsanesi, Türk halk edebiyatında çeşitli şekillerde işlenmiştir. Efsane, ağıt, destan, hikaye, türkü, şiir gibi türlerde anlatılmıştır. Efsanenin en bilinen anlatımı ise Yunus Emre’nin “Nemrudun Kızı” adlı şiiridir. Bu şiirde Yunus Emre, Zeliha’nın Hz. İbrahim’e olan aşkını ve fedakarlığını dile getirir.

Şiirin bazı dizeleri şöyle;

"Nemrudun kızı Zeliha / Aşık oldu İbrahim’e / Babasına karşı geldi / Atıldı ateş demine

Ateş yaktı Nemrut canı / Yakmadı Zeliha canı / Gül bahçesi oldu canı / Dolaştı İbrahim gani

Yunus Emre der gerçek / Aşkın ile yanarsak / Ateş bizi yakmaz Hak / Yolunda kurban olursak"


Ufak bir alıntıyıda şuraya iliştirelim...

Hayat her zaman mı bu kadar zor, yoksa sadece büyük adam olunca mı?

Bu Hep Böyle.

Düştük bir esmerin eline,

Ne sevdiği belli, ne sevmediği.

Akşam olmaz, saatler bana inat,

Ne mümkün, bu akşam omzunda uyumak.

Kalbinin en kuytu köşesinde olmamak mı?

Beni bu hallere düşüren.

Sebebini bilmediğim ama hissettiğim
Unutup, unutup aklıma getirdiklerin mi ?

Bir şeyler var, eksik gözlerinde 

Az biraz bakınca fark ettiğim, 

Sebebini bilmediğim ama hissettiğim

Unutup, unutup aklıma getirdiğin.

Oysa ben sana şiirler yazıyorum. 

Sen alelade bir adam sanıyorsun.

Oysa ben sana gurursuzca bakıyorum, 

Sen beni alelade bir adam sanıyorsun.

Bazı sabahlar kar yağar benim kalbime,

Buz gibi, iliklerime kadar soğuk uyanırım,

Bir kenara itip elimle kar tanelerini,

Merhaba hayat, merhaba sürpriz dolu sabah.

Wilhelm Heisenberg

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şair Nabi

    Nâbî merrhum divan edebiyatımızın önemli şairlerinden biridir, şiirleriyla oldukça ünlenmiş biridir. fakat istanbulda pek bilinmemektedir. Günlerden bir gün Nabi İstanbul'a gelir ve o dönemde şairlerinin,  şairliklerini konuşturdukları bir meclise gitmek ve şairlerle tanışmak istemektedir.    Böyle bir meclise gider ve gerçekten düşündüğü gibi olur şairler mecliste sohbet etmekdedirler, Nabi meclise dahil olmak ister kıyafetleri üstü başı uygun değildir, taşralıdır ama çok ısrar eder ve bir şekilde meclise girer, bir kenara oturur.     Oradaki şairlerden biri bir şiir söyleyecek ve arkadaşı aynı redif ve kafiye ile ona cevap verecek, daha sonra da sıra ile şairlerin hepsi bu şekilde katılım sağlayacaktır,  sıra Nabi ye geldiğinde nasılsa söyleyemez heyecanlanır, Urfa da görmemiştir önüne kulpsuz bir fincanda kahve koyalım bu kahveyide içemez heyecanlanır, sonra biraz güleriz ve kaçar gider diye düşünmüşler.    Arkad...

Freddie Mercury O Bir Efsane

                   Cahit Sıtkı TARANCI'nın  şu sözleri ile başlamak istiyorum. Umarım çok sert olmaz bu başlangıç :) Ah! Yeniden Başlamak Hayata, Çocukluğa, Aşka, Hayata ve Sanata Nereli olduğu, annesi, babası, ailesi yada çocukluğu gibi konulara hiç ama hiç değinmeyeceğim.  Freddie Mercury'nin 45 yaşında aramızdan ayrılması üzücü ama kendisi zaten birçok röportajında en büyük korkum yaşlanmak dememiş miydi? Yaşı fazla ilerlemeden dünyayı terk etmek istediğini ve elden ayaktan düşüp kimseye muhtaç olmak istemediğini söyledi durdu. O hayatı dolu, dolu yaşadı ve her anından zevk almaya çalışmıştı. Yola sıfırdan başladı ve dünyanın en büyük rock yıldızına evirildi artık yaşayabileceği bir şey kalmadığında aramızdan ayrıldı. Freddie mercury'nin hikayesini üçe bölebiliriz, Mary Austin, ikinci bölümde Barbara Valentin ve üçüncü kısımda göze çarpan isim Jim Hutton. Mary Austin Bu dönem 1970'leri kapsar. aslan yelesi gibi uzun saç...

Anne Shirley Cuthbert

Hayatım gömülmüş umutlarla dolu bir mezarlık. Ders almaz, intahara meyilli umutlarımda saklasın  Kim demiş bir umut daha var, koca bir yalan, Gerçeğin bir önemi yok, insan istediğini düşünür, her zaman. Bana biraz umut, biraz keder birde umudun eceli yeter.    Wilhelm Heisenberg      Dizi filmi ilk gördüğüm de açıkçası çok heyecanlandım, kitaptaki  Anne Shirley ile dizi arasinda çok fark var söylemeden geçmek doğru olmaz, bu arada dizi gerçekten çok güzeldi, şimdi gelelim kahramanımıza...      Anne, aslında dramdan  beslenen bir karekter olsa bile bunu  çok komik ve sevimli bir halde yapıyor. Zengin dil bilgisi ve uslanmaz bir romantik olmasıda çabası. Karakterimiz büyürken yaşadığı zor ve sıkıntılı olaylardan kaçmak için hayal gücü ve kitaplara sığınmış. Drama kraliçeliği yapması da bu sebebten. Açıkçası Anne’in bu yeteneği herkesi kendine hayran bırakıyor. Kitabı okurken yazarı  böyle bir karakter...