Ana içeriğe atla

Monika Ertl

Monika Ertl, intikam

Güneşin ışıklarını arkasına alıp parlaya, parlaya gitmek vardıya insanların gönüllerine, lakin o ayın karanlık yüzünü seçti, bir yıldız gibi parlamak yerine gönüllerde, adını bir mıh gibi çakı verdi devrimci yüreklere.. Monika Ertl 
 
Che'nin katili Roberto Quintanilla Pereira, Güney Amerika'daki gerillaların hedefi haline gelince, Bolivya hükümeti tedbir amaçlı Almanya'ya konsolos olarak gönderme kararı alır, bir nevi ülkeden kaçırılır.

Böylelikle Monika'nın gideceği yolda belirlenmiş olur,  kendi doğduğu topraklara Almanya'ya gidecektir, Che nin katledildiği Bolivya'dan 7000 mil otedeki kendi doğduğu topraklara Almanya'ya gidecekti.

Pereira dan intikam almak için Monika sahte pasaport ile önce İsviçre'ye ve oradan Hamburg'a geçti 1 Nisan 1971 günü sabah saat 9:40 da  Bolivya'nın Hamburg taki konsolosluğuna gitti, kendisini konsolos ile görüşmek isteyen bir Avusturyalı gibi tanıttı görüşmeyi beklerken odayı ve tabloları dikkatle inceledi, biraz sakinleşmek içindi belkide.

Görüşme için kabul edildiğinde tüm zerafeti ile Pereira'yı selamladı kısacık bir an için göz, göze geldiler intikam Monika nin güzel yüzünde bir duvar gibi somutlaştı, silahını çekti ve 3 isabetli vuruş....

 Kaçarken ardında bıraktıkları, çantası, peruğu, kobe 38 special silahı ve Ya Zafer Ya Ölüm ELN yazılı bir kağıt parçasıydı, Pereira makam odasında göz göze geldikleri o ananda ne hissetti bilinmez ama Monika'nin işçi sınıfının intikamını 3 kurşun ile alması kendisinini milyonlarca devrimcinin kahramanı haline getirdi, Monika;  belkide Che yi katledip milyonlarca insanın hayatının değişmesi fırsatını ordadan kaldıran bir katili ortadan kaldırarak, milyonlara yeniden umut oldu. 

Monika Ertl, soğuk savaş döneminde Amerika'nın Latin Amerika'da sol devrimci hareketi engellemek için görevlendirdiği eski Nazi SS subayı ve Bolivya hükümeti adına çalışan amcası tarafindan kurulan pusuda 1973 yılında katledildi, babasi kızının ölüm haberini bir alman radyosundan öğrendi 12 Mayıs 1973 günü korkakca katledilen  Monika'nın bedeni bolivyada hiç kimsenin bilmediği bir yere gömüldü.

Bizler Monika'nin hayatına göz atarken kendisininde muhtemelen çoktan fark ettiği bir gerçek ile yüzleşirşiriz,  "Kadınlar olmaksızın hiçbir gerçek kitle hareketi olamaz" Vladimir İlyiç


Hans Ertl’in büyük kızı Monica Ertl, 1937 yılında Almanya’da doğar. Hans Ertl, Bolivya’ya yerleştiğinde de Monica 15 yaşındadır.

Monica Ertl’e sinema tarihinde belgesel film yapımcılığı dalında kadınların öncüsü unvanını kazanmıştır.

ELN içinde Monica

Monica, Bolivya ormanlarında Che Guevara’nın öldürülmesinden (Ekim 1967) sonra doğrudan ELN'ye katılır. ELN içerisinde yerli dillerinde "genç kız" ya da "kız arkadaş" anlamlarına gelen "İmilla" adını alır. ELN’ye katılmasıyla ailesinden tamamen uzaklaşır. Bu sırada ailesiyle senede bir defa mektup yazarak haberleşir. Mektubu da bir cümleden ibarettir: “Beni merak etmeyin… Ben iyiyim…” Bir daha da ailesini hiç göremez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şair Nabi

    Nâbî merrhum divan edebiyatımızın önemli şairlerinden biridir, şiirleriyla oldukça ünlenmiş biridir. fakat istanbulda pek bilinmemektedir. Günlerden bir gün Nabi İstanbul'a gelir ve o dönemde şairlerinin,  şairliklerini konuşturdukları bir meclise gitmek ve şairlerle tanışmak istemektedir.    Böyle bir meclise gider ve gerçekten düşündüğü gibi olur şairler mecliste sohbet etmekdedirler, Nabi meclise dahil olmak ister kıyafetleri üstü başı uygun değildir, taşralıdır ama çok ısrar eder ve bir şekilde meclise girer, bir kenara oturur.     Oradaki şairlerden biri bir şiir söyleyecek ve arkadaşı aynı redif ve kafiye ile ona cevap verecek, daha sonra da sıra ile şairlerin hepsi bu şekilde katılım sağlayacaktır,  sıra Nabi ye geldiğinde nasılsa söyleyemez heyecanlanır, Urfa da görmemiştir önüne kulpsuz bir fincanda kahve koyalım bu kahveyide içemez heyecanlanır, sonra biraz güleriz ve kaçar gider diye düşünmüşler.    Arkad...

Freddie Mercury O Bir Efsane

                   Cahit Sıtkı TARANCI'nın  şu sözleri ile başlamak istiyorum. Umarım çok sert olmaz bu başlangıç :) Ah! Yeniden Başlamak Hayata, Çocukluğa, Aşka, Hayata ve Sanata Nereli olduğu, annesi, babası, ailesi yada çocukluğu gibi konulara hiç ama hiç değinmeyeceğim.  Freddie Mercury'nin 45 yaşında aramızdan ayrılması üzücü ama kendisi zaten birçok röportajında en büyük korkum yaşlanmak dememiş miydi? Yaşı fazla ilerlemeden dünyayı terk etmek istediğini ve elden ayaktan düşüp kimseye muhtaç olmak istemediğini söyledi durdu. O hayatı dolu, dolu yaşadı ve her anından zevk almaya çalışmıştı. Yola sıfırdan başladı ve dünyanın en büyük rock yıldızına evirildi artık yaşayabileceği bir şey kalmadığında aramızdan ayrıldı. Freddie mercury'nin hikayesini üçe bölebiliriz, Mary Austin, ikinci bölümde Barbara Valentin ve üçüncü kısımda göze çarpan isim Jim Hutton. Mary Austin Bu dönem 1970'leri kapsar. aslan yelesi gibi uzun saç...

Anne Shirley Cuthbert

Hayatım gömülmüş umutlarla dolu bir mezarlık. Ders almaz, intahara meyilli umutlarımda saklasın  Kim demiş bir umut daha var, koca bir yalan, Gerçeğin bir önemi yok, insan istediğini düşünür, her zaman. Bana biraz umut, biraz keder birde umudun eceli yeter.    Wilhelm Heisenberg      Dizi filmi ilk gördüğüm de açıkçası çok heyecanlandım, kitaptaki  Anne Shirley ile dizi arasinda çok fark var söylemeden geçmek doğru olmaz, bu arada dizi gerçekten çok güzeldi, şimdi gelelim kahramanımıza...      Anne, aslında dramdan  beslenen bir karekter olsa bile bunu  çok komik ve sevimli bir halde yapıyor. Zengin dil bilgisi ve uslanmaz bir romantik olmasıda çabası. Karakterimiz büyürken yaşadığı zor ve sıkıntılı olaylardan kaçmak için hayal gücü ve kitaplara sığınmış. Drama kraliçeliği yapması da bu sebebten. Açıkçası Anne’in bu yeteneği herkesi kendine hayran bırakıyor. Kitabı okurken yazarı  böyle bir karakter...