Acı ve Elem,
Keşke bir şansı daha olsaydı, o günlerde yakınkarında çevresinde insanlıktan nasibini almış birileri olsaydı, ona ve hatalarına tahammül edecek bir el uzansaydı.
Burçin'in bir feryadı vardı hepimiz işittik ama duyamadık, hiçbirimiz ilgilenmedi. İş işten, can tenden geçtikten sonra "günlüğünden" düşen
kırık dökük cümlelerle anlayabildik! çektiğinin sadece "madde"
olmadığını. Acıyı, elemi, kederi, düş kırıklığını, umutsuzluğu, aldatılışı,
güvensizliği, tekinsizliği, kimsesizliği ve hiçliği de çekmiş her
nefeste Burçin, O şimdi çok uzaklarda.
Hatırlayanlar mutlaka vardır, 2004 yılında Savaş Ay'ın programında
gösterilen cesedi yıllardır aklımdan çıkmaz, ne zaman bir çaresiz insan görsem akılıma gelir, hayatını anlatan kitabını okuduğumda bir genç kızın
hayatı nasıl mahvolur, nasıl karartılır, nasıl bu kadar değersizleşebilir
bunların cevabını arıyorum kendimde. Televizyonda gösterilen o şaşalı
hayatların ardında ne gibi pisliklerin olduğu, bunların belki de Burçin
gibi onlarca kişinin hayatını karattığını bilemeyip, duymayıp öylece durup
seyrediyoruz.
Maalesef ki daha 20 yaşındayken eroin batağından çıkmayı başaramamış, çırpındıkça daha çok batmış kısacık hayatında çok şey yaşamış ve en sonunda, cesedi bir mezarlığa öylece bırakılmış.
O dönemlerde tuttuğu günlüğünde, eroinden kurtulmak isteyip başaramadığını, ailesinin onu reddettiğini hatta birçok ünlü isminde kendisini
kullandığını yazmış. Hatta ''Yaşarsam bir kitap yazacağım" bana tuzak
kuran, abi, baba gibi yaklaşıp aldatan herkesi bir bir anlatacağım, bu
alemde ne cılk çıkmış ne pislikler akıyor o şanlı şöhretli mühim kişiler ne
rezillikler yapıyor yazacağım demiş. Maalesef ki bu dediklerini
yapamadan yitip gitmiş, Genç bir beden ve geriye kalan sadece yazdığı bu
satırlar.
Bu yazıyı yazmamın herhangi bir amacı yok sadece kendi gençliğimde, derin bir yer edinmiş genç bir kızın hayatını bilmeyenlere
biraz da olsa anlatmak istedim.
Görselde ki kitabını okumanızı tavsiye ederim. Hayatı ve derin yanlızlığını, çaresizliği ve en önemlisi kendi notları yer alıyor. Her anne ve babanın ve insanın ders alacağı bir kitap olmuş...
Ne zaman aklıma gelse hem kendi hayatıma
şükredip hem de onun yaşadıklarını anlamaya çalıştım. Belki de kendi çevrem çocuklarım için bir korku oldu içimde, dediğim gibi
yazdıklarımın herhangi bir amacı yok tek isteğim başka Burçin hikayeleri olmasın, hiç bir genç kız hayatın baharında böyle acılar çekmesin .
Wilhelm Heisenberg' den bir şiir ekleyelim, Burçin'nin anısına, Allah rahmet eylesin bu dünyada çok mutlu olamadı belki rabbim cennetinde ona mutluluklar nasip eder inşallah..
Rastlantı
Lale'lere veda ettik, bir daha ki bahara kaldı aşklar.
Oysa ben, sana şimdilik elvada demiştim.
Yapraksız ağaçlar gibi, baharı bekledim bir kuytuda,
Çaresiz ve bir o kadar ümitsizlik içindeydim,
Lakin, bir ihtimalle yasladım tüm umutlarımı,
Sende biliyorsun sofia, hiç konuşmamış olsak bile,
Sende farkındasın, paylaşılmamış duyguları içinde.
Sakın bakma bana, farkına varma.
Kimse yokken, şurada birkaç dakika..
Zamana bir kurşun sıkabilirim,
Çok uzakta değilsin ellerini tutabilirim.
Belki seni bir kaç defa daha, göreceğim.
Bulup, bulup yitirmenin acısı kalacak bende,
Dileğim bir rastlantıdan ibaret kalsın herşey,
Sende bir parça telaş, bir parça ümit, bir şiir ol bana,
Alıp, alıp karşıma, okurum ara sıra ..
Sanki mevsim bahar şimdi bana, şurada beş dakika
Oysa aylardan 19 Kasım, mevsim son bahar.
Burnum kanar, bir parçam kopar.
Ağlasam mı? Bilmiyorum ki! sensiz geçmiş bunca zaman.
Wilhelm Heisenberg
Yorumlar
Yorum Gönder