Ana içeriğe atla

Ali Gaffar Okkan


      


           Ali Gaffar Okkan ın hayatı, yaptıkları, konuşmaları herşeyi ile ilgimi çekmiştir... bulabildiğim her şeyi okudum, hakkında yazılanlar, söyleşiler, videolar v.s ruhu Şad olsun, Mekanı cennet olsun.

      Bilmiyorum, olabilir miydi? Ama onu yakından tanımak, on dakika bile olsa sohbet etmek bir iki nasihat almak isterdim, yaşımız gereği bu olmadı, ben çocuktum  Tv lerden hatırlıyorum hayal meyal.

    Çok fazla bir şeyler yazamamam, ona saygım ve hayranlığım büyük, her 24 Ocak  bir sızı doğuyor içime haksızlığı bu yapılan kahpeliği içime sindiremiyorum.. biz onu unutmayacağız ve aynı zamanda unutturmayacağız..

     Diyarbakır'da hizmetleriyle gönüllerde taht kurdu, 20 yıl önce uğradığı silahlı saldırı sonucu 5 mesai arkadaşı ile şehit edildi, İl Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan unutulmuyor. 

   Ali Gaffar ismi Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki polis meslek yüksekokulu, sokak, cadde ve salonlarda yaşatılırken, Diyarbakır'lılar ise gönüllerinde iz bırakan, sevgiyle yad ettikleri şehidine duyduğu sevgi ile çocuklarına onun ismini veriyor. 

    24 Ocak 2001, saat 18:50 saatlerinde polis telsizinde bu anonslar duyulacaktır.

 

Merkez, merkez! Saldırıya uğradık, saldırıya uğradık…

Merkez: Olay yeri neresi?

Yaralı Polis: Şehitlik mevki

Merkez: Zayiat var mı, zayiat var mı?

Yaralı polis: Şehidimiz var.

Merkez: Sayın 3310'un durumu ne?

Yaralı polis: Başımız sağ olsun...

 

     3310 Okkan'ın telsiz koduydu... Evet 3310 artık aramızda olmayacaktı, O devleti ile halkını barıştıran, O babacan, O adam gibi adam, O herkesin Gaffar babası, tabuları yıkan emniyet müdürü artık aramızda olmayacaktı.

     Çocuklarına Ali Gaffar Okkan adını koyan yüzlerce anne ve babalar yeni Gaffar Okanlar yetiştirecekler, bu memleketten, evlatlarımıza anlatabileceğimiz, kendilerine örnek alacakları bir Emniyet Müdürü geçti.

    Bir gün Oğlum Polis olmak isterse bunu asla engellemem, ama Polis olacak ise önce Ali Gaffar Okkan'ı  tanımalı okumalı öğrenmeli, hedefi ve örnek alacağı kişi Ali Gaffar Okkan olmalı.



 


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şair Nabi

    Nâbî merrhum divan edebiyatımızın önemli şairlerinden biridir, şiirleriyla oldukça ünlenmiş biridir. fakat istanbulda pek bilinmemektedir. Günlerden bir gün Nabi İstanbul'a gelir ve o dönemde şairlerinin,  şairliklerini konuşturdukları bir meclise gitmek ve şairlerle tanışmak istemektedir.    Böyle bir meclise gider ve gerçekten düşündüğü gibi olur şairler mecliste sohbet etmekdedirler, Nabi meclise dahil olmak ister kıyafetleri üstü başı uygun değildir, taşralıdır ama çok ısrar eder ve bir şekilde meclise girer, bir kenara oturur.     Oradaki şairlerden biri bir şiir söyleyecek ve arkadaşı aynı redif ve kafiye ile ona cevap verecek, daha sonra da sıra ile şairlerin hepsi bu şekilde katılım sağlayacaktır,  sıra Nabi ye geldiğinde nasılsa söyleyemez heyecanlanır, Urfa da görmemiştir önüne kulpsuz bir fincanda kahve koyalım bu kahveyide içemez heyecanlanır, sonra biraz güleriz ve kaçar gider diye düşünmüşler.    Arkad...

Freddie Mercury O Bir Efsane

                   Cahit Sıtkı TARANCI'nın  şu sözleri ile başlamak istiyorum. Umarım çok sert olmaz bu başlangıç :) Ah! Yeniden Başlamak Hayata, Çocukluğa, Aşka, Hayata ve Sanata Nereli olduğu, annesi, babası, ailesi yada çocukluğu gibi konulara hiç ama hiç değinmeyeceğim.  Freddie Mercury'nin 45 yaşında aramızdan ayrılması üzücü ama kendisi zaten birçok röportajında en büyük korkum yaşlanmak dememiş miydi? Yaşı fazla ilerlemeden dünyayı terk etmek istediğini ve elden ayaktan düşüp kimseye muhtaç olmak istemediğini söyledi durdu. O hayatı dolu, dolu yaşadı ve her anından zevk almaya çalışmıştı. Yola sıfırdan başladı ve dünyanın en büyük rock yıldızına evirildi artık yaşayabileceği bir şey kalmadığında aramızdan ayrıldı. Freddie mercury'nin hikayesini üçe bölebiliriz, Mary Austin, ikinci bölümde Barbara Valentin ve üçüncü kısımda göze çarpan isim Jim Hutton. Mary Austin Bu dönem 1970'leri kapsar. aslan yelesi gibi uzun saç...

Anne Shirley Cuthbert

Hayatım gömülmüş umutlarla dolu bir mezarlık. Ders almaz, intahara meyilli umutlarımda saklasın  Kim demiş bir umut daha var, koca bir yalan, Gerçeğin bir önemi yok, insan istediğini düşünür, her zaman. Bana biraz umut, biraz keder birde umudun eceli yeter.    Wilhelm Heisenberg      Dizi filmi ilk gördüğüm de açıkçası çok heyecanlandım, kitaptaki  Anne Shirley ile dizi arasinda çok fark var söylemeden geçmek doğru olmaz, bu arada dizi gerçekten çok güzeldi, şimdi gelelim kahramanımıza...      Anne, aslında dramdan  beslenen bir karekter olsa bile bunu  çok komik ve sevimli bir halde yapıyor. Zengin dil bilgisi ve uslanmaz bir romantik olmasıda çabası. Karakterimiz büyürken yaşadığı zor ve sıkıntılı olaylardan kaçmak için hayal gücü ve kitaplara sığınmış. Drama kraliçeliği yapması da bu sebebten. Açıkçası Anne’in bu yeteneği herkesi kendine hayran bırakıyor. Kitabı okurken yazarı  böyle bir karakter...