Acı ve Elem, Keşke bir şansı daha olsaydı, o günlerde yakınkarında çevresinde insanlıktan nasibini almış birileri olsaydı, ona ve hatalarına tahammül edecek bir el uzansaydı. Burçin'in bir feryadı vardı hepimiz işittik ama duyamadık, hiçbirimiz ilgilenmedi. İş işten, can tenden geçtikten sonra "günlüğünden" düşen kırık dökük cümlelerle anlayabildik! çektiğinin sadece " madde " olmadığını. Acıyı, elemi, kederi, düş kırıklığını, umutsuzluğu, aldatılışı, güvensizliği, tekinsizliği, kimsesizliği ve hiçliği de çekmiş her nefeste Burçin, O şimdi çok uzaklarda. Hatırlayanlar mutlaka vardır, 2004 yılında Savaş Ay'ın programında gösterilen cesedi yıllardır aklımdan çıkmaz, ne zaman bir çaresiz insan görsem akılıma gelir, hayatını anlatan kitabını okuduğumda bir genç kızın hayatı nasıl mahvolur, nasıl karartılır, nasıl bu kadar değersizleşebilir bunların cevabını arıyorum kendimde. Televizyonda gösterilen o şaşalı hayatların ardında ne gibi pislikle...
İçimde bir yağmur sonbahardan çalınmış./ Bir kaç eylül bir de sen senelerin ardında./ Tarabyada bir santur Nihavend'e gömülmüş./ Ümitlerim küçülür saçlarımın kırında./ Birkaç yağmur bir de sen senelerin ardında.